Efsanelerin sizlere geçmişten seslenen yol göstericiler olduğunu hiç düşündünüz mü? Peki ya, o efsaneleri yaşayan siz olsaydınız?
Futbola sevdalı Ateş, oynadığı son maçta bacağını kırıyor ve uzun süre sahalardan uzak kalacağını öğreniyor. Ama bu haksızlık! Somurtuyor, söyleniyor, sızlanıyor. Ta ki dedesinden dinlediği Simurg efsanesine kadar. Bir gün beklemediği şekilde, Kafdağı’nda yaşayan Simurg’un küllerinden doğuşunu izliyor ve gizemli yedi vadiyi onunla dolaşıyor. Ateş, bu unutulmaz gezinin ardından eskisi gibi kalabilir mi?
Sınıf arkadaşlarını güldürmeyi seven Murat’ın çok zengin olmak gibi bir isteği var. Okul bahçesinde kitap okuduğu derslerden birinde Kral Midas’ın hazinesine dokunuyor ve belirlediği hedefe adım adım yaklaştığını düşünüyor. Bu hedef, gelecekte onu gerçekten mutlu edebilir mi?
Arif’in hayalini herkes biliyor: ileride ünlü bir arkeolog olmak ve Büyük İskender’in kayıp mezarını bulmak. Bunun için ona uzun yıllar çalışması gerektiği söyleniyor. Arif’in şimdi bir karar vermesi gerek. Hayran olduğu yazardan dinlediği efsanedeki gibi. Tüm dünyaya hâkim olmak isteyen Büyük İskender yola çıkıyor. Şimdi gözler onda… Gordion Düğümü’nü çözebilecek mi? Daha da önemlisi Arif, bu çabada neyin eksik olduğunu bulabilecek mi?
Birbirinden farklı üç efsane ve üç ayrı hikâye…
Efsanelerin içine bir hazine gibi gizlenen kendine inanmak, pes etmemek, hedef belirlemek, sabretmek ve çalışmak temalarını yolun sonunda keşfedeceksiniz!